Alanlarında önemli başarılara imza atmış 3
isim kitap okuma alışkanlığını nasıl kazandıklarını, okudukları kitapların
yaşamlarındaki etkilerini ve Türkiye’de okuma alışkanlığı hakkındaki deneyim ve
düşüncelerini anlattılar.
Büyükçekmece Belediyesi, Büyükçekmece Rotary
Kulübü, Ispartakule Rotary Kulübü, Medicana ve Durin Ajans işbirliğiyle hayata
geçirilen “3 Kitap 3 İnsan” isimli projenin ilk konukları Büyükçekmece Belediye
Başkanı Dr. Hasan Akgün, Tarihçi – Yazar Sinan Meydan ve Sanatçı – Yazar Suat
Suna oldu.
“Maalesef ileriye değil geriye gidiyoruz”
Büyükçekmece Rotary Kulübü Dönem Başkanı Erkan Akyollu ve Eğitimci – İleri Öğrenme Uzmanı Abdulkadir Özbek’in moderatörlüğünü üstlendiği “3 Kitap 3 İnsan” etkinliğinin ilk konuşmacısı Suat Suna, Türkiye’deki okuma alışkanlığını kendi çocukluğuyla mukayese edince bu alışkanlığımızı hızlı bir şekilde kaybettiğimize dikkat çekti. Suna; “Bu çok üzücü bir durum. Eğitim konusunda maalesef ileriye değil geriye gidiyoruz. Gençlere ve çocuklara okuma nasıl aşılanmalı? Bana okuma zevkini rahmetli annem aşıladı. Kendini bu anlamda geliştirmek isteyenler için güzel bir formül var. Dünya edebiyatının temelini oluşturan ülkeler var. Fransız edebiyatı, Rus edebiyatı, İngiliz edebiyatı gibi. Bu ekollerden seçilmiş en bilinen 10’ar yazarın, en bilinen 2’şer kitabıyla okumaya başlamak. İlk okuduğum kitaplar arasında Alexandre Dumas’ın Monte Cristo Kontu ve Demir Maskeli Adam vardı. Çocukken en sevdiğim yazarlardan biriydi Alexandre Dumas. Mesela Don Kişot bir çocuğun ilgisini çekebilecek bir kitaptır. Annem bunları seçmesini çok iyi biliyordu. Daha sonra bana Sinekli Bakkal’ı okumamı da söyledi. Çocuklarımıza okumayı nasıl sevdireceğimiz konusunda bir formül bulmamız lazım. Örneğin Dostoyevski okuyacaksam Suç ve Ceza’yı, Budala’yı okumam lazım. Victor Hugo’y5u okuyacaksam mutlaka Sefilleri okumam lazım. Mesela Kafka’nın Dönüşüm romanını okuduğumda çok etkilenmiştim. Edebiyat çevresinden en çok sevilen, kabul gören yazarların başında Dostoyevski gelir. Bu yüzden mutlaka okunmalıdır. Jean Valiean’ın maceraları var mesela” ifadesini kıllandı.
“Eğitim
sistemi insanları okumaya ve araştırmaya yönlendirmelidir”
Büyükçekmece Belediye Başkanı Dr. Hasan
Akgün, kendisine okumayı sevdiren ilk kişinin Florya Şenlikköy Ortaokulu’ndaki
Türkçe öğretmeni Şadiye Yılmazgil olduğunu belirterek şöyle konuştu: “Kitap
okumayı, sınıfta kitap okuyarak, okuduğu çeşitli kitapları yorumlayarak bize
okumanın ne demek olduğunu öğretti. Kitabın en iyi arkadaş olduğunu anlatarak
kitapları sevdirdi. İlk okuduğum kitap Halide Edip Adıvar’ın Sinekli Bakkal
romanıydı. Yeşilköy 50. Yıl Lisesi’ndeki edebiyat öğretmenim rahmetli Bedia
hocam muhteşem bir edebiyatçıydı. Bana ilk tavsiye ettiği kitap Stendhal’ın
Kırmızı ve Siyah romanıydı. Zorlanmıştım ama hocam önermişse bir bildiği vardır
diye o kitabı dikkatle okumuştum. Gustave Flaubert, Stendhal ve Balzac severek
okuduğum yazarlardı. Hocalarımız sayesinde bizler o dönemi yaşadık. Bugün maalesef
liseden mezun olan çocuklarımıza sorun önemli bir bölümü bizim ortaokulda öğrenmiş
olduğumuz yazarları ve onların tek bir eserlerini söyleyemezler. Çünkü bunu
test ettim. Yaşar Kemal’in, Sait Faik Abasıyanık’ın, Kemal Tahir’in veya bizim
o değerli yazarlarımızın eserlerinden bir tanesinin ismini bile söyleyemeyenler
var. Bana göre bu saatten sonra Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin öncelikli
meselesi eğitim meselesidir. Bunun için de eğitim sisteminin insanları okumaya,
araştırmaya, ilme ve bilime yönlendirmesi gerekir.”
“Dünya
okuyan toplumların üzerinde dönüyor”
Tarihçi – Yazar Sinan Meydan, araştırmalarında
dünyayı değiştiren liderler ve fikir insanlarının çok okuyan insanların
arasından çıktığını gördüğünü söyledi. Meydan şunları söyledi: “Dünya okuyan
toplumların üzerinde dönüyor. Bu Sümerlerden beri böyledir. Dünyanın kaderini
belirleyenler okuyan liderler ve okuyan insanlardır. Mesela Fatih Sultan Mehmet,
çok iyi bir okurdu. Fatih’in kütüphanesindeki kitaplara baktığınız zaman Latince
kitaplardan tutun, Yunanca eserlere kadar Batı dillerinde yazılmış, Fars
dilinde yazılmış çok sayıda eser görürsünüz. Bu kitapları orijinal dillerinden
okumuştur. Fatih, çağ açtı ve bir çağı kapattı. Sadece Türkiye’nin değil dünya
tarihini de dönüştürdü. Atatürk’ün de
büyük bir okuma tutkusu olduğunu biliyoruz. 20 yıldır Atatürk üzerinde
çalışıyorum. Atatürk üzerinde çalışan tarihçileri Atatürk’ün okuma tutkusu
derinden etkilemiştir. Atatürk’ü Atatürk yapan doğuştan gelen dehasıdır. Ancak
dehasını nasıl keskinleştirdiğinin cevabı ise kitap okumasıdır. Çanakkale
Savaşı sırasında cepheden yazdığı mektuplar elimizde. Cepheden yazdığı
mektupların içerisinde kitap istediği mektupların sayısı az değildir.
Arkadaşlarından, dostlarından ve yakınlarından kitap istiyor. Büyük Taarruz
öncesinde o kadar rahattır ki Çalıkuşu’nu okuyor. Yazmanın sırrı da okumaktan
geçiyor. İyi yazar olmak isteyenlerin mutlaka çok iyi bir okur olması gerekir.”